Gazeteci-Yazar Taha Kılınç, Üniversitemizde “Âlem-i İslâm: Gazze Özelinde Filistin” Konulu Konferans Verdi
Gazeteci-Yazar Taha Kılınç, Üniversitemiz İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Yahya Kemal Konferans Salonu’nda “Âlem-i İslâm: Gazze Özelinde Filistin” konulu konferans verdi.
Üniversitemiz Kültür, Ahlak ve Medeniyet Topluluğu’nun düzenlediği etkinliğe İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdussamed Keskin, Kültür, Ahlak ve Medeniyet Topluluğu Akademik Danışmanı Doç. Dr. Kayhan Atik, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.
Suriye’de yaşanan gelişmeleri değerlendiren Taha Kılınç, “Coğrafyamızda yaşanan olayları geriye doğru okuduğumuzda bazı şeylerin doğal bir netice olarak bu noktaya geldiğini görüyoruz. Suriye’de onlardan bir tanesi. Suriye’de 8 Mart 1963’te askeri bir darbe yapıldı. Bu darbeyi yapan subaylar kendilerini 1947 yılında kurulan Baas Partisi’ne nispet ettiler. Irak’ta da Suriye’den bir hafta önce Baas Partisi tarafından darbe yapılmıştı. Baas, kelime manasıyla diriliş demek ama maalesef Baas Partileri, kan ve gözyaşından başka bir şeye sebep olmadılar. Dünden itibaren gördüğünüz üzere Şam yakınlarında bulunan Sednaya Hapishanesi, Baas rejiminin zulmünün simgelerinden bir tanesiydi. Yerin üç kat altında ve toplamda 30 bin insanın olduğu bir hapishane. Burada günümüze kadar 300 bin insan öldürüldüğü söyleniyor. Belki bu yapılanların binde biri. Artık bazı şeyler gün yüzüne çıkmaya başladı. Ülkemizde bulunan Suriyelilerin nasıl bir rejimden kaçtıklarını daha iyi anlayabiliyoruz. İnşallah Suriye imar edilmeye ve insanlar yerleşmeye başladığında, başka şehirlerimize rahatça gidebildiğimiz gibi Halep’e, Hama’ya, Şam’a gitmeye başladığımızda coğrafyamızın şehirlerinin bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlı olduğunu daha net göreceğiz. Bir zincirin halkaları ifadesini önemsiyorum. Buradan Filistin konusuna geçiş yapacağım. 1187’de Hıttin Savaşı ile Kudüs’ü Haçlıların elinden alan Selahaddin Eyyübi, 1193 yılında vefat etti. Peki askeri kariyeri 30 yıla yaklaşan bir hükümdar, başka neler yaptı? Bu sorunun basit ve günümüz için çok önemli bir cevabı var: Müslümanları bir araya getirmek için uğraştı. Çünkü Kudüs’ün kilidi Kahire’de, Halep’te ve Musul’daydı. Bugün de böyledir.” dedi.
Aksa Tufanı’nın başlamasından itibaren bazı önemli gelişmelerin yaşandığını belirten Taha Kılınç, “Müslümanlar olarak tarih boyunca çok büyük zulümler, sürgünler, katliamlar yaşadık ama çok büyük zaferler, fetihler ve açılımlar da gördük. Filistin’de yaşanan bu süreç hangi noktalarda bizim için hayra dönüşebilir? Bunlardan birincisi Filistin’de yaşananlarla ilgili duyarlılık ve yaşananların gündeme gelme oranı dünya genelinde Filistin davasının yüz yıllık tarihinde en yüksek noktaya ulaştı. Bunun; 10,20 veya 30 sene sonra birtakım olumlu sonuçları olacak. Aksa Tufanı'ndan bu yana Müslüman olan sayısı artarken, İsrail ordusunun ahlaksızlığını gören dünyanın farklı coğrafyalarından insanlar; Filistin davası, İsrail’in kuruluşu ve siyonist işgal üzerine detaylı araştırmalar yaptı. Bu araştırmalar neticesinde İsrail’in anlattığı tarihin yalan olduğunu, Filistinlilerin davalarında haklı olduğunu fark etti. Bazı programlarda Filistinliler ile ilgili 'Topraklarını sattılar' gibi asılsız iddialar ortaya atıldı. İnsanların kafası karıştı. Bu açıdan çocuklarımıza ve gençlerimize yönelik Filistin hakkında yeterince yayınımız olmadığını gördük. Neyse ki bu yönde çok sayıda eser basıldı, videolar hazırlandı ancak en önemlisi kendi tarihimizi kendimizin anlatması ve yazması gerektiğini fark ettik. İlk defa bu süreçte ülkemizde ciddi bir boykot bilinci gelişti. Küçük çocuklar bile anne ve babalarına markette ‘Bu boykot mu?’ diye soruyorlar. Bir yakınımın 4 yaşındaki çocuğu alışverişe çıkarken ‘Anne paran varsa ve boykot değilse şunu alabilir miyiz?’ diye soruyor. Birkaç çocuktan ne olur demeyin. Dünyada önemli şeyler başaran, yeni bir çığır açan insanlar da birkaç kişidir, ufak bir topluluktur. Tarih böyle akar.” dedi.
Filistin meselesi konusunda öğrencilerimize tavsiyede bulunan Taha Kılınç, “Konuyu tüm boyutlarıyla kavramalı ve duyguların altını bilgi ile doldurmalıyız. Temel şeyleri iyi bilmezsek yanlış yönlendirilebiliriz. Ömür boyu disiplinli bir şekilde sürecek bilgilenme ve okuma gayretimiz olmalıdır. Bilginin, kısa yolu yok. Oturup kafa yoracağız. Belki bazı şeylerden vazgeçeceğiz. Nerede yaşarsak yaşayalım ‘Bana ne vazife düşüyor?’ sorusunu kendinize sorun. Önemsiz iş yoktur ve mutlaka yapabileceğimiz bir şeyler vardır. Yapılması gereken işi samimiyetle yapmalı ve her işimizi en iyi şekilde yapmalıyız. Vazifenize odaklanın. Tarih hakkınızı asla yemeyecektir.” şeklinde konuştu.
Program, Kültür, Ahlak ve Medeniyet Topluluğu Akademik Danışmanı Doç. Dr. Kayhan Atik’in Taha Kılınç’a teşekkür ederek hediye vermesi ile sona erdi.